Ahmed Yesevi, 1093 senesinde, Batı Türkistan’ın Sayram kentinde dünyaya gelmiştir. Tarikat kurucusu, şair ve din âlimi olarak büyük üne sahip olan Ahmed Yesevi Türk Dünyası’nın manevi hayatına büyük etki yapmış bir şahsiyettir. 73 yaşında iken 1116 tarihinde o dönem Kazakistan’a bağlı olan Türkistan eyaletinde dünyaya gözlerini yummuştur.
Gerçek kimliğinin yanında yaşadığı bölgede çok sevilmesi ve Seyhun civarı göçebelerin dilinde ve pek çok menkıbede de efsaneleştirilerek kişiliği ve hayatı kısmen gerçek ile efsane karışımı bir kimlikle sunulur hale gelmiştir.Bu nedenle gerçek yaşantısı hakkındaki bilgiler çok kısıtlıdır ancak menkıbelerde geçen kişiliği itibariyle çok zengin bir hayat hikâyesine sahip olması ise bir gerçekliktir. Orta Asya’da Şii olarak hayatlarını sürdüren pek çok kendisini Yesevi olarak gören kültür tarafından benimsenmiştir. Bu halk kitlesinin Anadolu’daki karşılığı Tunceli’de ve çevresinde yaşamaktadır.
Bilindiği kadarıyla Ahmed Yesevi babası İbrahim Bey’i henüz yedi yaşındayken kaybetmiştir. Babası da yine bir şeyhtir. Ablası ile beraber bu tarihten sonra Oğuz Han’ın başkenti Yesi’ye göç ettiği bilinmektedir.
Bu şehirde ilk tasarruf derslerini ve terbiyesini aldı. Hocası Arslan Baba’dır. Buradan dönemin metropolü Buhara’ya gitti ve dönemin büyük mutasavvıfı ve en meşhur sofisi Şeyh Yusuf Hemedani’nin müridi oldu ve onunla muhabbeti gelişti. Ölümünden sonra da onun bir süre postuna geçmiştir. Ancak daha önceleri onunla yaptığı sohbetlerden kendisi hakkında Yesi’ye dönmesini istediğini hatırlayarak Yesi’ye geri döner ve vefatına kadar burada kalır.
Yesevi tarikatı beklenmeyecek şekilde büyüyerek Seyhun kıyılarından Harzem’in bozkırlarına kadar genişlemiş ve Asya Sahralarını dahi etkisi altına almıştır. Anadolu’ya uzandıktan sonra ise Anadolu’da Bektaşilik, Babailik ve Haydarilik olarak anılan cemaatlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle Bektaşilik gibi bilinen ve diğer sayılan cemaatler hep Yesevilik tarikatının birer koludurlar.
İslami destanlardan Saltuk Name ile birlikte tüm İslam âlemini nasıl birleştirici bir rol oynadığı da iyi görülmektedir.
İslam âlimlerinden olan bu büyük insan tüm hayatı boyunca inandığı fikirler çerçevesinde hayatını sürdürmüştür ve yalan söylememe yiğitlik ve doğruluk yolundan asla sapmamış tüm ömrünce günah işlememek için büyük gayret göstermiştir.
Hayatı ile ilgili ilginç bir hikâyecik ise Hazreti Muhammed’in yaşadığı yıldan fazla bu dünyada yaşamak istemediğini belirterek 63 yaşına gelmesi ile birlikte yer altında bir hücre kazdırıp orada günden güneşten uzak ömrünü tamamlamış olmasıdır. Bununla birlikte 120 yıl yaşadığı rivayet edilmektedir.
Gaybın anahtarının kendisinde olduğuna ve ondan başka bilen olmadığına dair inananlar da ardır.
Tasavvuf ehli olarak Ahmed Yesevi, nefsin köreltilmesi, dünya malının or görülmesi bütün insanların eşitliği gibi konuları benimsemiştir.
Yesevilik’te kadın ve erkeğin birlikte zikretmesi, sığırların kurban edilmesi gibi konular yadırganmamaktadır. İyilerin öldükten sonra kuş biçiminde uçup gideceğine kötülerin de hayvan olarak kalacağına dair bir inanç mevcuttur.